29 Ağustos 2007 Çarşamba

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI




Esrarına tutulmuş viranede yalnızım
okyanuslar benim olsa ne çıkar
Garipçe

STK ve Eğitim



Aile içi iletişim ve/ veya ileteşememe dersimden

bir an!!!

Bir senelik bir aile içi küskünlüğün ders sonunda

bitmesi ise Rabbimin lütfu

Seyahatname


İstanbul Kadıköyde şenlik var !!!
Karadenizin yöresel dernekleri birleşmişler sizi davet ediyorlar pek keyifli,pek eğlenceli,üstelikte bilgilendirici eh daha ne olsun.

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI


Gülü güllemişler
Gülden çay demlemişler
Gülistana çevirmişler
Gül bizimdir,gül bizim
mübarek olsun

19 Ağustos 2007 Pazar

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI



''Yıl 1970 kurabiye aldığımız fırın ne mutlu ki hala ayakta''

bazı organlar vardır
pankreasınız gibi
farkında olmadığınız, yokluğunda mahvolacağınız
bazı küçük mutluluklar vardır
küçük mumlar gibi
yolunuza eşlik eden, rüzgarınızdan sönen
kavuşunca mahvolacağınız güneşe koşarken...

düş hekimi yalçın ergir

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI

Bahçemin gülleri /
Tamamen silinmiş aklımdan eski fotoğraflarda buluştuğumuz yer
Oraya nereden gidilir şimdi?
Oysa karşımda oturuyor
O opal lambanın gölgesinde iyi eğitilmiş kötülüğün bütün incelikleriyle
Bir de vazoda tozlu güller...

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI

SÖZÜN BİTTİĞİ YER!!!!
Aşk bu,muhabbet bu işte!!!!


Seyahatname


DİKKAT İNEK ÇIKABİLİR!!!
bu inek Cemil İpekçi tasarımı Grand Cevahir alışveriş merkezinde sizi bekliyor.
Sütaş'ın ana sponsorluğunu yaptığı, dünyanın en büyük açık hava sanat etkinliği CowParade, 1 Ağustos - 31 Ekim tarihleri arasında İstanbul sokaklarında!

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI


BANDIRMA feribot iskelesinde gün batımı

"Her yer karanlık/ Pür nur o mevki/ Mağrip mi yoksa, makber mi ya Rab"...

Mağrip "Güneşin battığı yer", ama orada "her yer karanlık" değil.

Seyahatname

Antalya / Falez otelden toroslar ve şehrin konyaaltı mevkii

Seyahatname




Antalya'da evin önünde portakal ağacı
ne büyük şans

Seyahatname


Avrasya maratonunda köprüden boğaz görüntüsü

Yöresel lezzetler

Vanlıların otlu peyniri hak ettiği değeri yeni yeni görmeye başladı.
Birçok yörede otlu peynir çeşidi olduğunu anlatan peynir üreticileri, Van’ın otlu peynirine olan ilgiden dolayı taklitlerinin yapıldığını belirtiyor. Otlu peynire yöresel olarak sirik, sirimo, mendo ve hellız adı verilen otlar katılıyor. Bu otlar peynire aroma kazandırıyor, besin değerini artırıyor, peynirin uzun süre saklanabilmesini sağlıyor, sindirimi kolaylaştırıyor ve insan sağlığına zararlı mikroorganizmaları frenliyor. İlkbaharda sütün ve otun bol olduğu dönemlerde üretilen peynire katılan sirimonun (yabani sarmısak otu) peynire ayrı bir lezzet katıyor. Peynir, en lezzetli halini mayalanma aşamasında kazanıyor ve mayalanma işleminden ancak 2-3 ay sonra yeme kıvamına geliyor.

Seyahatname


VAN gölünün havadan görüntüsü

Seyahatname


VAN / MURADİYE ŞELALESİ

Muradiye Şelalesi, Muradiye ilçesine 10 km. uzaklıkta,

Bend-i Mahi Çayı üzerinde. Şelale 15-20 metre arasında
değişen yükseklikten dökülüşüyle görülmeye değer.


Özellikle asma köprüden geçip o heyecanı yaşayın

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI


Dokunmak ,sevmek istiyorum.Ürkütmeden,incitmeden,korkutmadan

Seyahatname


VAN/ ÇAVUŞTEPE
Çavuştepe'nin bekçisi Mehmet Kuşman yıllardır burada çalışıyor. Boş vakitlerinde çalışarak Urartuların kullandığı çivi yazısını kendi kendine öğrenmiş. Şimdi üzerine yazı ve desenleri işlediği takılar tasarlıyor.

Yöresel lezzetler

Keledoş nedir?


Van’ın en meşhur yemeklerinden biri olan Keledoş, döğülmüş buğdayla yapılır. Baharat ağırlıklı ister acılı ister acısız yenilen buz gibi ayranın yanında muhteşem yemek olan keledoş Van halkının vazgeçilmez yemeklerindendir.
Nohut ve döğme bir tencerede haşlanmaya bırakılır. Pişmesine yakın yeşil mercimek konur, hepsi piştikten sonra içine akpancar ve kavurma eti konur. 10-15 dakika kaynatılır. Malzeme iyice pişer, ezilmiş kurut kaynayan tencereye dökülür muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Ocaktan indirilir, üzerine tereyağı konulur bu yağ yemeğin sıcağı ile erir daha sonra servis yapılır.

Yöresel lezzetler



İNCİ KEFALİ VAN GÖLÜNÜN AZ BİLİNEN SIRRI

Gölün sadece bir bölümünde "tabiat harikası" bir kefal türü yetişiyor.

İNCİ KEFALİ denilen bol havyarlı bu balık türü, çok lezzetli, az kılçıklı bir tabiat harikası. Mart ve mayıs aylarında göle dökülen tatlı sulara girip havyarını bırakıyor. Tatlı suya girerken vücudunda değişiklik oluyor. Tatlı suda yaşayabilecek yapıya kavuşuyor. Yumurtladıktan sonra gölün mineralli suyuna dönerken, vücut yapısı tekrar değişiyor. Hiçbir canlının yaşayamadığı mineralli göl suyunda yaşıyor.

Seyahatname


Van / Hoşap kalesinde yılan
güneşlenirken (bu fotoğrafı benim
çektiğime hala inanamıyorum)

Seyahatname

Van'da en eski medeniyetin sahibi Urartular. Onlara bu adı Asurlular vermişler. URARTULAR ise bıraktıkları eserlerde kendilerinden Biainili yani 'Vanlı' olarak söz etmişler. Gezimizin büyük bir kısmı Urartu kalıntıları içinde geçti. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi'nde oturan bir deveye benzettiği Van surları, Madır Burcu, kaya mezarları çok önemli değerler barındırıyor. Van Kale'sinin yanı sıra Urartu medeniyetine ait en önemli izler Van’a 25 kilometre uzaklıktaki Gürpınar’ın Çavuştepe Köyü’nde. Burada surlar, açık hava tapınağı, depo, ahır, sarnıç ve saray binalarının kalıntıları bulunuyor. Burada karşılaştığımız en çarpıcı eser(kalıntı) 2800 yıldır depolarda duran yanmış arpalar. Arpaların yanma nedeni İran'dan gelen İskitler'in istilası.

Yöresel lezzetler


Uzungöl İnan kardeşlerin kendi tesislerinde
yetiştirdikleri alabalıktan yaptıkları güveç
MUHTEŞEM!!!!

Makrolar

bir makro denemesi daha

kabak çiçeğinde (şu dolması yapılan kabak çiçeği) arı !!!

Yöresel lezzetler



Hamsiköy sütlacı (Maçka ilçesine bağlı hamsiköyde sütlaç festivali var şaka gibi değil mi?)

Uzungöl İnan kardeşler tesisilerinde hamsiköy sütlacı mutlaka yiyin şimdiden afiyet olsun.

Yöresel lezzetler


uzungöle yolunuz düşerse muhteşem kuru fasulyesinden yemeden sakın dönmeyin!!!
bütün sırrı fasulyesinde

16 Ağustos 2007 Perşembe

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI


Ünzile insan dölü
On kardes beşi ölü
Büyüdükçe un ufak
Ve gelir de görücü
Inci gibi disi
Görücü bilir işi
Sögüdüm ağlar gider
Ve olur Hatun kisi
Girmeden sekizine ergin oldu
Unzile
Hem çocuk hem de kadın
onsekizinde Ana
Bir gül gibi al ve narin
Su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile
Yağmuru kim döküyor
Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı hic bir sey sormuyor
Korkar durur gitmez köyün en son çitine
Inanir o sınırda dünyanin bittiğine
Ünzile insan dölü bilinmezlere gebe
Sırların minnetini yükleyipte beline
Sezen Aksu

Seyahatname



Van /Hoşap kalesinde

sedef çiçeği makro deneme

Seyahatname



Van kedisi

Ben özlemedim ki seni

kedi özledi

çağır onu gelsin diye

kedi söyledi

Seyahatname


Van gölünde gün batımı

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI


Develi'nin gelinciğide bir başka sanki

hele bir çıkayım şu dağlara göreyim istedim seni
göreyim de hasret gidereyim istedim
bir nefeslik

Seyahatname



Kayseri/Develi (Makro denemelerim)

Arı ile çiçeğin ilişkisi (her ne kadar arı tarafından menfaate dayalı olsada ne yapalım)

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI


Ben celladıyım hüznün
Alnımın dağlanmışlığı gecelerin koynundan
Bakışlarımın topallaması tökezleyen aşktandır.
Ben kahırlı tepelerin ardıyım
Bir zemheri kışında kaybetmişim acımı
Ters esen yeller almış avazımı ağzımdan
Ve çağla kokan buruk bozlaklarımı
Takvimimden yırtılmış on iki ayım
Ben celladıyım hüznün
Onun için çabuk demlenir çayım...

Seyahatname


Trabzon/Uzungöl
Koş vatandaş koş halis mulis karadeniz işi

Seyahatname



Trabzon/Uzungöl (Makro denemelerim)

Tam bir tefekkür yeri karadeniz yaylaları her an bir sürpriz ile dolu

15 Ağustos 2007 Çarşamba

Seyahatname



TRABZON/UZUNGÖL (Makro denemelerimden bir örnek)

Etrafta o kadar çok mor renkte bitki örtüsü vardı ki yeşil ve mor uyumu muhteşemdi

12 Ağustos 2007 Pazar

Seyahatname


Trabzon/ Uzungöl
Havasına,suyuna,taşına,toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim,ezilir yanar içim
Bir başkadır benim MEMLEKETİM

Seyahatname


Ağustos ayında Trabzon UZUNGÖL ve papatyalar
Papatya gibisin beyaz ve ince
Eziliyor ruhum seni görünce......

5 Ağustos 2007 Pazar

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI






Bazen daha fazladır her şey


Bi eşikten atlar insan


Yüzüne bakmak istemez yaşamın


O kadar azalmıştır ki anlam


O zaman git hemen radyoyu aç bi şarkı tut


Ya da bi kitap oku mutlaka iyi geliyor


Ya da balkona çık bağır bağırabildiğin kadar


Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor


Ama fazlada üzülme hayat bitiyor bir gün


Öyle de böyle de ayrılıktan kaçılmıyor


Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür


Ömür imtihanla geçiyor


Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem


Unutmam acı tatlı ne varsa hazinemdir


Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem


Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir


Bi şiirden, bi sözden Bi melodiden, bi filmden


Geçirip güzelleştirmeden dayanmak zor


Yıldızların o ışıklı fırçası azıcık değmeden


Bu şahane hüzün tablosu tamamlanmıyor




SEZEN AKSU

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI


Hayat zorlaşınca
Çıkmaz sokaklarda soluksuz kalınca
Azalınca manadan
Seyyar sevdalarda
parçalanınca
Dil yetmeyince
Göz görmeyince
gönül hissetmeyince
Kırılınca camdan kalp
Dönüp yalnızlığa kilitlenince
O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz
O zaman şarkı söylemeli çığlık çığlığa
O zaman yüreğin yükü hafifler belki biraz
O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz
SEZEN AKSU

ŞİİR VE RESİM BULUŞMASI

Zindanda iki hece.Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam,boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mi?..Belki ..Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol...
Tuğla döşeli,Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel...
Yüz adım...
Bin yıllık konakNe ayak dayanır buna ,ne tırnak!
Bir alem ki, gökler boru içinde.
Akıl almazların zoru içinde
Üstüste sorular soru içinde.
Düşün mü,konuş mu, sus mu ,unut mu?
Buradan insan mı çıkar,tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı,asıldı
Kaydını düştüler,mühür basıldı.
Geçti gitti,birkaç günlük fasıldı
Ondan kalan,boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
Müdür bey dert dinler,bugün"maruzat"!
Çatık kaş...Hükumet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Anlamaz;yazısız,pulsuz,dilekçem...
Anlamaz!ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi,bir yırtıcı zilS
ayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekun içinde yazıl ve çizil!
Insanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik,mintanlarla et.
Somurtuş gibi bıçak,nara gibi tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yönünde şefkat
Beni kimsecikler okşamaz madem
Öp beni alnımdan,sen öp seccadem!

Çaycı getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim,senelik paydan!
Zindanda dakika farksız aydan
Karıştır çayını zaman erisin
Kopuk kopuk,duman duman erisin!
Peykeler,duvara mihli peykeler
Duvarda,başlardan yağlı lekeler
Gömülmüş duvara,bas bas gölgeler...
Duvar,katil duvar yolumu biçtin
Kanla dolu sünger...
Beynimi içtinSukut...
Kıvrım kıvrım uzaklık uzar
Tek nokta seçemez dünyada nazar
Yerinde mi acep,ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz?
Güneşe göç varda ,kalan biz miyiz?
Ses demir,su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir.
Ne gelir ki elden,kader bu,emir...
Garip pencerecik,küçük daracık;
Dünyaya kapalı,Allah'a açık
Dua,dua eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
Gözyaşı bir tarla,hep yoncalanmış
Bir soluk,bir tütsü,bir uçan buğu
İplik ki incecik,örer boşluğu
Ana rahmi zahir ,şu bizim koğuş
Karanlığında nur,yeniden doğuş....
Sesler duymaktayım;
Davran ve boğuş!
Sen bir devsin,yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa,dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir
NECİP FAZIL KISAKÜREK

1 Ağustos 2007 Çarşamba

KUMRULARIM



Siz hiç kuş yolu gözlediniz mi?..
ya Erguvan ağacının açmasını
Hiç toprak kokusunu beklediniz mi?..
Nisan yağmurunu, arkasından onu yakalamak isteyen çocukların sesleriyle gökkuşağını...
Islak rüzgárla yüzünüze vuran tarlalardan gelen o toprak kokusunu...
Baharı...
Çiçekleri...
Hiçbir sevgiyi beklediniz mi?..
Sevgiyi...
Kumru kuşunun yolunu beklemek, işte öyle bir şey.