6 Ocak 2009 Salı

Gazze ağlıyor...

Bu sabah İstanbul’a kar yağıyor, Gazzeye bomba
İstanbul beyaza büründü bir gelin gibi
Gazze ise kana

İstanbul’da çocuklarda kar sevinci var
Gazze’de çocuklar ölüm sessizliğinde

İstanbul’da anneler çocuklarının okul ve oyun dönüşünü bekliyor yaptıkları kurabiye eşliğinde

Gazze’de anneler çocuklarını cennet bahçesine uğurluyor ağıtlar içinde

Müminin imtihanı buralarda beyazla, trafikle, yılbaşı telaşı ile
Gazze’ de kanla, yoklukla, ölümle

Filistin ağlıyor..Gazze ağlıyor...
biz burada gülüp eğleniyoruz..
onlar orda gülmeye hasret..
biz burada ağlamaya..
acınacak haldeyiz..
Rabbim bizleri affetsin..

Gazze’de, çocuklar ölmeye devam ettiği sürece hiçbir masal tamamlanamayacak, hiçbir çocuk şarkısı melodisini bulamayacak, hiçbir oyunun sonu gelmeyecek, hiçbir top zıplamayacak, hiçbir tebeşir tahtaya yazmayacak.
Çocuklar eksildikçe, eksilecek herkes ve her şey…
Çocukluk yılları, savaş nedeniyle büyük hasar gören Nantes kentinde geçen ve kendisini bir şehir düşünürü olarak tanımlayan
Paul Virilio, yaşlı bir Japon dostunun kendisine şöyle söylediğini aktarıyor: “Amerikalılar’ı bağışlayamamamın nedeni Hiroşima’nın yalnızca bir savaş eylemi değil, bir deney olması.”
Savaş bir gün anlaşılabilir ve belki de bütün kıyıcılığına rağmen insanlık tarihinin sayfalarından dışarıya çıkamayacak şekilde geride bırakılabilir.
Pek çok savaşı kolektif zihnin geniş ve karanlık koridorlarında bıraktık.
Bir kenara not edelim;
Gazze’de de artık savaş yok!
Buna savaş demek bir deney halini görmezden gelmek demektir.
Şöyle söylemek de mümkün artık
Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan masum ve mazlum halklar üzerine girişilen bir saldırı Gazze’den ilhamla daha acımasız hale dönüşebilir.
Gazze gittikçe şiddetin deney alanına dönüşüyor zira…

Biz hayatı Rasul'den a.s dan öğrendik,
Acıyı Ammar,Sümeyye ve Bilal'den
Kılıcı Halid ve Ali'den
Adaleti Ömer'den
Sevgiyi ve merhameti Ebubekir ve Osman'dan
Lideri korumayı Ümmü Habibe'den
Korkusuzluğu Bedir,ayrılığı Uhuddan
İtaati ensar ve muhacirden
Ve hepsini Hz. Muhammed as dan öğrendik....

O zaman korkuya ne hacet;
Al azığı yola çık .......

Yâ Rabbî!
Bizim hâlimize bakarak bize muamele etme.
Kendi ikram ve ihsanına göre bize muamele eyle.

Sözün bittiği yerdeyim....
Tek tesellimiz Rabbim diyor ki "Biz mevsimleri döndürür gibi, olayları döndürürüz.Kaybettiğinize üzülmeyin,kazandığınıza sevinmeyin"
Dualarımızı kabul et Allahım ....
Yeni sayfaların açıldığı bu hicri senenin,
Bütün Müslümanlar hakkında hayırlar getirmesini,
Zulüm altında inleyen kardeşlerimizin acılarının dinmesine ve bizlerin de
İslami şuurumuzun artmasına vesile olmasını
Cenab-ı Hakk(CC) 'tan niyaz ederim.

Her anımızda "kötülükten iyiliğe geçiş hicreti" yapabilmek için
Hicret senemiz olsun duası ile

Şengül Yiğit 3 Ocak 2009

2 yorum:

Murat Yigit dedi ki...

Selamun Aleyküm

Abla bu yazıyı 2 gündür okumaya çalışıyorum ama duygularım bitirmeme ancak bugün izin verdi
Eline emeğine sağlık ve hatta bu yazıyı sana yazdıran İman ve Vicdan sahibi yüreğine sağlık ve tabiki Bunları bize laik gören Allah(c.c) şükürler olsun
Unutmayalım Allah (c.c) bize yeter

Şengül dedi ki...

canım kardeşim ortak bir dil ve duyguya sahip olduğumuz için sonsuz hamd ve şükürler olsun senin güzel yüreğinde yer bulmuş yazım